Keşfedin

Samsung’un 2010 yılında küresel boyutta hayata geçirdiği "Solve for Tomorrow" programı, toplumda sorun yaratan acil durumları çözmeye yönelik yenilikçi fikirlerin bulunup geliştirilmesine imkan sunuyor. Aynı zaman STEM eğitimine duyulan ilgiyi ve bu eğitimin yeterliliğini artırmak adına hayata geçirilen program inovatif çözümler yaratmak ve toplumdaki zorlukları ortadan kaldırmak adına genç nesli hareket etmeye teşvik ediyor.

Tasarım odaklı düşünme, 1990'larda tasarım stüdyosu IDEO tarafından popülerleştirilen insan merkezli bir problem çözme yaklaşımını ifade ediyor. Son 25 yılda tüm dünyaya yayılıyor; küçük start-up'lardan pazardaki en büyük oyunculara ve devlet kurumlarına kadar. Bu, sorunlara ve zorluklara nasıl yaklaştığınız ve çözümleri nasıl tanımladığınızla ilgileniyor. İnsanların neye ihtiyaç duyduklarını ve ne istediklerini derinlemesine anlamaya dayanan yenilikçi kavramlar üretmek amaçlanıyor.

Bu düşünme biçiminde multidisipliner ekiplerle sürekli ve hızlı geliştirmeler bir zorunluluk olarak görülüyor. Her aşamada uygulanabilecek çok sayıda araç bulunuyor. Kullanıcıyı ve müşteriyi sürecin merkezine koyarak ve onları farklı aşamalara dahil ederek, belirsizlik azaltılabiliyor ve başarı şansı önemli ölçüde artırılabiliyor.

Sürecin ilk aşaması empati kurma. Bu aşamada elde edilen bilgileri toplamak ve doğrulamak, çözmek istediğiniz şey hakkında ortak bir anlayış ve farklı bakış açıları elde etmek ve daha sonra gerçek müşterilerle veya daha sonraki çözümden etkilenecek kişilerle test edilebilecek ve tartışılabilecek varsayımlar oluşturmakla ilgileniyor.

Sürecin ikinci aşaması problemi tanımlama. Tamamen hedef kitleyi araştırmak ve anlamakla ilgileniyor. Empati kazanmak, ihtiyaçlarını, isteklerini ve arzularını keşfetmek ve davranışlarını, bağlamlarını keşfetmek için gerçek ya da potansiyel kullanıcılarla konuşmak amaçlanıyor. Bu da konuşarak, röportajlar yaparak veya gözlem yoluyla yapılıyor.

Sürecin üçüncü aşaması fikir geliştirme . Noktaları birleştirmek ve araştırma bulgularını anlamlandırmak için toplanan tüm bilgileri analiz etmek, yapılandırmak ve önceliklendirme ile ilgileniyor. Temel içgörüleri çıkarmak ve bunları eyleme geçirilebilir fırsatlara dönüştürmek amaçlanıyor. Bu hedef grubunuzun ana ihtiyacını temsil eden bakış açısını tanımlayarak yapılıyor.

Sürecin dördüncü aşaması prototip oluşturma. Fikirleri ve çözümleri somut ve deneyimlendirilebilir hale getirmekle ilgileniyor. Hikaye anlatımından, rol oyunlarından, kağıt maketlerden Lego ile fikir oluşturmaya kadar hedef grubunuzla etkileşime girmenizi sağlayan her şeyi kapsıyor.

Sürecin altıncı aşaması test etme. Prototiplerinizle ilgili geri bildirim almak ve çözümün ihtiyaçlarını doğru bir şekilde karşılayıp karşılamadığını anlamak için test etmek amaçlanıyor. Bu geliştirmeye daha fazla bütçe yatırmadan önce varsayımların ve çözümün doğrulamasının yapılması gerekiyor.

Tasarım odaklı düşünme hem sanat hem de bir bilim olarak kabul ediliyor. Problemin belirsizleşmiş noktalarına yönelik gerçekleştirilen araştırmaları analitik ve akla dayanan araştırmalarla yani bilimsellikle birleştiriyor. Bu karışım, daha önce keşfedilmemiş değişkenleri ortaya çıkarıyor ve inovatif çözümler yaratan yeni stratejilerin bulunmasına yardımcı oluyor. Tasarım odaklı düşünme, tekrar eden bir süreci de ifade ediyor. Bu basitçe tasarım ekibinin ilk varsayımlarını ve sonuçlarını gözden geçirmek, sorgulamak, geliştirmek için sürekli olarak kullandığı anlamına geliyor. İlk iş sürecinin son aşamasından elde edilen sonuçlar sorunu anlamamızı sağlayarak sorunun parametrelerini belirlememize yardımcı oluyor. Bu kullanıcılarınızı anlamaya, varsayımlara meydan okumaya ve sorunları yeniden tanımlamaya çalışırken problem çözmede biraz daha derine inen bir süreci ifade ediyor. Tasarım odaklı düşünme süreci hem bilimselliği hem de sanatı içeriyor. Çünkü doğal, kısıtlayıcı düşünce kalıplarınızı anlamanızı ve bunlara meydan okumanızı, kullanıcılarınızın karşılaştığı sorunlara yenilikçi çözümler üretmenizi sağlıyor.

Tasarım odaklı düşünme aslında ürünleri iyileştirme niyeti olan bir problem çözme yaklaşımını ifade ediyor. Bir sorunun bilinen yönlerini değerlendirmenize, analiz etmenize ve bir sorunun çevresel faktörlerini tespit etmenize yardımcı oluyor. Tasarım odaklı düşünmenin yinelemeli ve fikir odaklı doğası, süreç boyunca sürekli olarak sorgulayarak bilgi edinmemiz anlamına geliyor. Bu bir sorunu yeniden tanımlamamıza yardımcı oluyor. Böylece ilk anlayış seviyenizle anında görünmeyen alternatif stratejileri ve çözümleri tanımlayabilirsiniz. Tasarım odaklı düşünme genel olarak kutunun dışına çıkarak düşünme olarak da adlandırılıyor. Çünkü tasarımcılar tıpkı sanatçıların yaptığı gibi baskın ve standart sorun çözme yöntemleri ile uyumlu olmayan yeni düşünme biçimleri geliştirmeye çalışıyor.

Temel olarak tasarım düşüncesi, ürün ve hizmet tasarlanan insanları anlamak için derin bir ilgi etrafında dönüyor. Hedef kullanıcıları gözlemlemeye ve onlarla empati geliştirmeye yardımcı oluyor. Kötü tanımlanmış veya bilinmeyen sorunların üstesinden geldiğinizde son derece yararlı olduğunu kanıtlıyor.

Tasarım odaklı düşünmenin benzersizliği, ele aldığı sorun türlerinde yatıyor. Tasarım odaklı düşünme ile çözülecek sorunlar söz konusu olduğunda sadece denenmiş ve test edilmiş çözümleri olan sıradan, yaygın sorunlar değil standart yöntemler ve yaklaşımlar kullanılarak çözülmeyi reddeden türden son derece karmaşık ve kötü problemleri kapsıyor. Bu sorunların tanımlanması sadece zor olmakla kalmaz aynı zamanda bunları çözmeye yönelik herhangi bir girişimin daha da fazla soruna yol açması muhtemeldir. İklim değişikliği ve yoksulluk gibi küresel sorunlardan değişim yönetimi, sürdürülebilir büyüme sağlama veya rekabet avantajını koruma gibi hemen hemen tüm işletmeleri etkileyen zorluklara kadar her yerde bu tarz sorunlar olabiliyor. Tasarım odaklı düşünme, dünyanın en büyük sorunlarının üstesinden gelmek için kullanılabilecek eyleme geçirilebilir bir yaklaşımı ifade ediyor.